14 Ara 2014
Delilikten değil zalimlikten korkanlara: ‘Hunim Başımda’
Delilikten değil zalimlikten korkanlara: ‘Hunim Başımda’
Luxus Grubu, 3 yıl aradan sonra 3. albümü ‘Hunim Başımda’yı yayımladı. Farklı müzik türlerinden beslenerek kendi tarzlarını oluşturan grup üyeleri, yeni albümde de keyifli parçalara imza atıyor.
Müzikal yolculuğu klasik müzikle başlayan sonra farklı türlere yönelip bambaşka bir kulvarda yol almak isteyen Luxus Grubu, üçüncü albümleri “Hunim Başımda” ile karşımızda. 2005’te kurulan ve bugüne kadar pek çok konser veren Luxus, sahnede hem eğleniyor hem de eğlendiriyor. Müziklerinin bir tanımını yapmak zor, zira onlar her telden, türlü şeyleri seviyor ve kullanıyorlar. Kendine has cover şarkılarıyla sevilen Luxus, 70’lerin sevilen parçası “Hür Doğdum”u da kendince yorumlamış. Albümde her şarkının hikâyesi var. Çünkü onlar olup bitenden ve sokak müziğinden oldukça etkileniyor. Albüm ayrıca haziranda hayatını kaybeden “Hariçten Gazelciler” grubunun vokalisti Ömür Kılıçarslan’a da selam ediyor. Ekin Türkantas'ın grup üyelerinden Alper Bakıner, Kamucan Yalçın ve Ozan Akgöz ile yaptığı röportaj.
■ Sokaktan beslenen insanlarsınız. Ne gibi duygular geçti bu albüme?
Alper Bakıner: Bu albüm hayatımızın hikâyesi gibi oldu. 2012’de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaptığımız konser ve orada yaşadığımız deneyim bizi, “münferit hürriyet” kavramını sorgulamaya itti. Ertesi yıl albümün aranjelerine başladığımızda, isyanın patlaması bitmiş albümün kreması oldu. İstanbul’daki sokak müzisyenlerinin müzik anlayışlarına baktık, birlikte müzik yaptık. Albümde bir sözün 10 tane şarkısı var. Kafası karışık, ince eleyip sık dokuduğumuz öyle net bir albüm oldu ki... Kamucan Yalçın: Sokaktan müzikâl anlamda beslenmekten ziyade sokakla bir kardeşlik geliştirdik. O iklime yakınız ama büyük sahnelerden geçtik. Albüm sanki 3 yılın günlüğü gibi.
■ Luxus’un müzik piyasasındaki yeri ne sizce?
Alper B.: Bizim muadilimizin yurtdışı ayakları Türkiye’de dinleniyor. Ama bunu bir Türk grubunun yapması fikrine sıcak bakılmıyor. Isınabilenlerle kucaklaşıyoruz. Ama henüz bir halvet yaşanmadı.
Ozan Akgöz.: Herkesin araba almaya çalıştığı bir toplumda biz bisiklete binmekte ısrar ediyor gibiyiz.
■ Her fırsatta Balkan müzik grubu olmadığınızı vurguluyorsunuz. Müziğinizde neler var?
Alper B.: Bu defa kaynak noktamız Doğu, Afrika, Balkan, Anadolu. Sınırsız kaynaktan besleniyoruz. Türkiye’de insanlar tanımlayamadığı her türlü tınıya “Balkan müziği” deyip geçiyor.
Kamucan Y.: Türler arası takılıyor olmak bizim türümüz belki de.
■ Alper, “Müziğe bakışım değişti” dedin, neler değişti, neler dönüştü?
Alper B.: Okullu bir müzisyen olmadan öncesi alaylıyım, Adana’da çalmadığım düğün yok. Grup kurulduğunda ise müziğim düz bir nehir gibi aksın istedim.
Kamucan Y.: Çeşitli müzik eğitimleri almamız bize steril bir hijyen değil, teyakkuz sağlıyor. Alper’in memleketin hatırı sayılır konser salonunda çalmışlığı var.
Alper B.: Tabii, Devlet Senfoni Orkestrası’nda viyola çaldım.
Kamucan Y.: Hepimiz klasik müzik adabı alsak da artık tercih etmiyoruz. Perküsyon, klarnet, elektrik ve bas gitar, akordeon, keman gibi pek çok enstrümanla sahneye çıkıp olabilecek en ahlaklı şekilde rahatlık elde ettik.
Ozan A.: Zaten bu bizim müzik yapmak için birbirimize yakınlaşmamızın da sebebiydi.
Alper B.: Kaçarak uzaklaştık ama kafa o kadar çabuk uzaklaşamıyor. Bu uzaklaşmanın berraklaştığı 3 yılı yaşadık.
■ ‘Hür Doğdum’ adlı parçanın sözlerini neden değiştirdiniz?
Alper B.: Çünkü o, o dönemi yansıtıyor. Ben bu dönemden söylemek istedim.
■ Kamucan albümdeki illüstrasyonlar sana ait değil mi?
Kamucan Y.: Evet, arada çiziyorum. Ressam arkadaşımız Elif Yemenici kapağı tasarladı bende içine ufak şeyler yaptım. Kendimi eğlendirmek için vakit buldukça resim yapıyorum.
■ Başka nelere ilginiz var?
Kamucan Y: Yoga, kedi ve tiyatro var. Zaten uzun süre tiyatro yaptık. Ozan tiyatro müziği besteledi, benim de bir bestem var.
Alper B.: Yazmayı seviyorum. Takım sporlarını seyretmeyi ve üzerine düşünmeyi de... Özellikle de futbol.
■ Albüm Ömür Kılırçarslan’a ithaf edildi...
Alper B.: Evet, hazin bir şekilde kaybettik onu ve albümün bir yerinde “Hayatımızdan geçip giden Ömür’e” dedik. Bu arada senin amcandan da bahsetmek isterim. Yakın zamanda müzik piyasası için çok önemli bir dostumuzu, senin amcan Ömer İpek’i kaybettik. Ve o olmasa, Luxus diye bir grup olacağını düşünmüyorum. “Vuslat” adlı parçamızı dinlemişti en son.
Bunlar da ilgini çekebilir...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Recent Posts
Popular Posts
-
Gün geçtikçe değişen gerçekliğimize, Gezi tecrübesi ve direnişin adımlarına 35 dakikalık bir albümde ses veren BaBa ZuLa’nın bu çok sözlü...
-
Uzun yıllardır Heybeliada’da yaşayan, aile kökleri İzmir ve Midilli Adası’nda yatan, Gündoğarken başta olmak üzere Türkiye’de pek çok müzika...
-
Mali'ni en geniş iki ailesinden biri olan ve birçok müzisyen çıkaran Diabetelerin bir ferdi olarak 1949'da dünyaya gelen Kasse, ülke...
-
Lawje, Hakkâri müziğinin karakteristik yapısını ve müzikal formlarını saptamak amacıyla 2003 yılında derleme çalışmalarına başladı. Bu çalış...
-
Enstrumantal müzikte iyi bir bir çıkış yapan Etni-ka, Anadolu içlerinden başlayıp yayılan ezgileri, bağlamanın güçlü ifadesi ve kavalın sürü...
-
Dinlediğizde sesi ılık bir su gibi akar içinize. Hüzünlü ama umut dolu. Tahran doğumlu Marjan, romantik parçalardan oluşan ilk albümüyle kar...
-
Kalan Müzik etiketiyle geçtiğimiz aylarda çıkan, yapımcılığını Hasan Saltık’ın yaptığı Alevilere Kalan albümü, içerisindeki deyişlerin hep...
-
Uluslararası başarı yakalayarak milyonlarca albüm satışına imza atan Zaz, Paris'le bütünleşmiş parçaları yeniden yorumluyor. Efsanevi...
-
Antep doğumlu, İngiltere'de müzik yaşamına devam eden vokalist ve besteci Olcay Bayır’ın ilk uluslararası albümü Neva yani Harmoni,World...
-
Anadolu, İran ve Oksitanya’da yaşamın kaynağı şiirdir. Anadolu’da âşıklar, Oksitanya’da ise trubadurlar vasıtasıyla, günlük yaşamın her anın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder